Yoğun akademik çalışmaların ve derslerin arasında insanın kendine nefes alacak bir alan yaratması gerektiğine uzun süredir inanıyordum. Bu yıl, uzun zamandır ertelediğim bir merakımı sonunda gerçeğe dönüştürdüm: deniz kayağı, yani kano ile tanıştım.

Denizle iç içe olmanın verdiği huzuru zaten severdim, ama deniz kayağının bana sunduğu deneyim bambaşka. Sessizce suyun üzerinde süzülmek, yalnızca kürek darbelerinin ritmiyle ilerlemek… Bu, hem fiziksel hem zihinsel bir yenilenme gibi geliyor bana. İlk seferde her şeyin çok kolay olduğunu söyleyemem; kaslarımın unuttuğu bir disipline yeniden alışması gerekti. Ama her denemede biraz daha geliştiğimi hissetmek, öğrenmenin o tanıdık ama özel heyecanını yeniden yaşatıyor.
Henüz yolun çok başındayım ama her yeni kürek darbesi, bu hobiyi hayatımın kalıcı bir parçası yapma isteğimi güçlendiriyor. Belki bir gün bu satırları okuyan sizlerle de bir koyda karşılaşırız; sessizce kürek çekerek birbirimize selam veririz.